Merhaba sevgili okurlarım bugün yine çok önemli bir gün için bir araya geliyoruz,
Dünya Kadın Hakları günü ve bugün özellikle kadınların karşı karşıya kaldığı çok önemli bir olayı ele alıp yalnız olmadığınızı ve hakkınızı nasıl savunabileceğinizi kaleme almak istedim. Kadınların yaşam döngüsü boyunca karşılaşabileceği taciz ve mobing, yalnızca fiziksel ya da işlevsel zarar vermez; aynı zamanda benlik saygısını, güven duygusunu ve aidiyet hissini hedef alan psikolojik travmalar yaratır.
Bir psikolog olarak biliyorum ki, bu tür deneyimler çoğu zaman sessizce yaşanır; çünkü kadın, yaşadığı şeyin “abartı” olduğunu düşünmeye itilir, suçluluk duygusuyla baş başa bırakılır ya da yalnız kalmaktan korkar. Oysa gerçek tam tersidir: Taciz ve mobing, kişinin içgüdülerinin ona fısıldadığı ilk anda ciddiye alınması gereken bir ihlaldir. Ve kadın, yalnız değildir; bilimsel, hukuki ve toplumsal mekanizmalarla desteklenir.
Kadınların kendini koruma sürecinde en güçlü başlangıç noktası psikolojik farkındalık ve sınır koyma becerisidir. Bir davranış rahatsızlık veriyorsa, sürekli tetikte hissettiriyorsa, kişinin benlik bütünlüğünü zedeliyorsa bu bir belirtidir. Rahatsız olduğunuzu ifade etmek, hayır diyebilmek, kişisel alanınızı çizmek bir zayıflık değil; duygusal güvenliğinizin doğal bir parçasıdır. Sınır koymak çoğu zaman karşı tarafın davranışını durdurur; durdurmadığı noktada ise durumu görünür kılar ve delillendirme sürecinin başlangıcını oluşturur.
Taciz veya mobingle karşı karşıya kalan bir kadının atabileceği adımlar, psikolojik dayanıklılığını koruması açısından kritiktir:
* Olanı inkâr etmeyin: Hissettikleriniz gerçektir ve değerlidir.
* Kayıt tutun: Mesaj, e-posta, tarih, tanık… Travmatik anlar unutulabilir; kayıtlar gerçeği korur.
* Güvendiğiniz biriyle paylaşın: Sessizlik travmanın yükünü artırır. Anlatmak, duygusal destek sağlar ve zihni rahatlatır.
* Kurumsal ve hukuki mekanizmaları devreye alın: İş yerinde insan kaynakları birimi, üst yönetim, sendika veya resmi şikâyet kanalları, süreci sizin adınıza hukuki zemine taşır.
* Profesyonel destek alın: Travmatik yaşantılar beynin tehdidi algılama biçimini değiştirir; bir psikologla çalışmak kaygıyı, suçluluk hissini ve öz-değeri yeniden düzenlemeye yardımcı olur.
Kadın hakları, yalnızca bir gün hatırlanacak bir toplumsal başlık değildir; her gün yeniden savunulan bir yaşam hakkıdır. Bugün, kadınların yalnız olmadığını, psikolojik ve hukuki gücün yanlarında olduğunu hatırlatmak için bir fırsattır. En önemlisi, her kadın kendini değerli, güçlü ve korunmaya layık hissetmelidir. Çünkü hakkını bilen kadın, hem kendi hayatını hem de toplumun geleceğini dönüştürme kapasitesine sahiptir.
Hakkınızı aramaktan ve karşınıza çıkan bu pislikleri rezil etmekten sakın çekinmeyin , unutmayın ki etraf bunlar gibi tacizci ve reddedilince deliren vasıfsızlarla dolu… sesinizi çıkartın ve gerektiğinde tüm kayıtları kullanarak gerekeni yapın , adalet her zaman sizden yana olacaktır…
Dim dik ayakta durduğunuz ve sesinizi çığlıklarla duyurabildiğiniz güçlü kadınlar gününüz kutlu olsun …
Uzm. Klinik & Adli Psk.
Psikoterapist
Kadriye Özadmaca Taşyürek
0533 860 00 45
İns: klinikpsikologkadriyeozadmaca
[email protected]