Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 87. ölüm yıl dönümü dolayısıyla Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) Anma Programı düzenlendi.

Etkinliğe, Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Başbakan Ünal Üstel, Yüksek Mahkeme Başkanı Bertan Özerdağ, Beşinci Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti (TC) Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri (KTBK) Komutanı Korgeneral Sebahattin Kılınç, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral İlker Görgülü, Ana Muhalefet CTP Genel Başkan Vekili Erkut Şahali, askeri erkan, bazı bakan ve milletvekilleri, sivil toplum örgütü temsilcileri, bürokratlar, öğretmen ve öğrenciler katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan programda, Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, T.C. Lefkoşa Büyükelçiliği adına Hukuk Müşaviri Gülşah Durna Akay ve Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı adına Üsteğmen Emrem Yılmaz konuşma yaptı.

Program, Lefkoşa Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi Korosu ve Orkestrası tarafından sunulan “Varoluş Oratoryosu” ile tamamlandı. Salonun girişinDe Atatürk’ün fotoğraflarından oluşan sergi açıldı.

-Erhürman: “Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinde Atatürk’ün varlığının, yaptıklarının, düşüncelerinin ve ışığının yaşamsal önemi var”

Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman konuşmasında, büyük lider, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anmak için toplandıklarını belirterek, “Lider olmak, büyük lider olmak kadar zor bir iş değil. Lider olmak için belki belli bir ülkede, belli bir dönemde halka hizmetler sunmak, eserler bırakmak yeterli kabul edilebilir ama büyük lider bunun ötesinde bir kavramdır” dedi.

“Biz neden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e büyük lider diyoruz? Çünkü bir ulusun kaderini değiştirmiştir. Türkiye Cumhuriyeti topraklarında Türk halkı için çok büyük hizmetler vermiştir. O dönem çok parlak bir dönemdir ama bunun ötesi vardır” diye konuşan Erhürman, şöyle devam etti:

“Bunun ötesi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptıklarıyla ve düşünceleriyle sadece kendi halkına, kendi ülkesine değil tüm mazlum milletlere, bütün dünyaya ışık tutmuş olmasıdır. Dahası sadece o dönem için o dönemin konjonktürü için değil daha sonrası için de gelecek için de bu ışığı tutmaya devam etmesidir ki bugün de aynı şey geçerlidir. Dünyadaki pek çok halk için de bizim için de…”

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ışığının başka halkları etkilemesi noktasında en önde gelen halklardan birinin Kıbrıs Türk halkı olduğunu vurgulayan Erhürman, “Hepimiz Kıbrıs Türk halkının tarihinde Kurtuluş Savaşı’yla birlikte başlayan dönemin nasıl değiştirici, dönüştürücü, umut verici, ışık tutucu bir dönem olduğunu biliriz. Bunu da muhakkak surette gençlerimize, çocuklarımıza öğretmekle yükümlüyüz” dedi.

Kıbrıs Türk halkının, 1878’den itibaren Kurtuluş Savaşı’nın başlamasına ve Cumhuriyetin ilanına kadarki haliyle ondan sonraki hali arasında çok büyük bir fark olduğunu dile getiren Erhürman, Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün varlığının, yaptıklarının, düşüncelerinin ve ışığının yaşamsal önemi olduğunun altını çizdi.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bütün bunları yaparken çocuklara ve gençlere güvendiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erhürman, Atatürk’ün bütün hayatı boyunca yaptığı konuşmalara bakıldığında en fazla çocuklara ve gençlere seslendiğini kaydetti. Atatürk’ün geleceği gençlere emanet ettiğini dile getiren Erhürman, Atatürk’ün gençlerin ve çocukların yetişmesinde bilimi ve sanatı temel değerler olarak ortaya koyduğunu söyledi. Atatürk’ün kendilerine, çocukları ve gençleri bilimle, sanatla yetiştirme yükümlülüğü yüklediğini belirten Erhürman, bu yükümlülüğü yerine getirmek zorunda olduklarının altını çizdi.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bütün yaşamı boyunca taşıdığı özgüvenin Kıbrıs Türk halkı için de örnek alınması gereken bir şey olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erhürman, “O özgüven halkına duyduğu güvenden, iyi yetişmiş çocuklara ve gençlere duyduğu güvenden kaynaklanan bir özgüvendir. Ve o özgüvenin sarsılmasına bizim de burada asla izin vermemek gibi bir yükümlülüğümüz vardır” diye konuştu.

-“Yaptıklarımızı asla kâfi göremeyiz”

Mustafa Kemal Atatürk’ün Onuncu Yıl Nutkunda söylediği, “Yaptıklarımızı asla kâfi göremeyiz” cümlesine değinen Erhürman, Atatürk’ün bunu 1933 yılında Kurtuluş Savaşı’nın başarıyla tamamlanması, Cumhuriyetin ilan edilmesi, TBMM’nin çalışmaya başlamasından 10 yıl sonra söylediğine dikkat çekti ve şöyle devam etti:

“Eğer Gazi Mustafa Kemal Atatürk onuncu yılda bunları söylediyse, bugün bizim için bu evleviyetle herhalde böyledir. Ne kadarını yaptık bilemem. O on yıl içinde yapılanlarla kıyaslanacak kadar asla değildir yaptıklarımız ama her ne yaptıysak bilmeliyiz ki yaptıklarımızı asla kâfi göremeyiz”

“Ne yaparsak Atamızın izinde olacağımızı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk bize Onuncu Yıl Nutkunda büyük bir açıklıkla söylemiştir” diyen Cumhurbaşkanı Erhürman, Atatürk’ün şu sözlerini hatırlattı:

“Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Milli kültürümüzü, muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız. Daha çok çalışacağız. Daha az zamanda, daha büyük işler başaracağız.”

Moral’dan 10 Kasım mesajı: “Atatürk, yalnız Türkiye için değil, Kıbrıs Türk halkı için de derin bir değer ve anlam ifad
Moral’dan 10 Kasım mesajı: “Atatürk, yalnız Türkiye için değil, Kıbrıs Türk halkı için de derin bir değer ve anlam ifad
İçeriği Görüntüle

-“Evet, çok çalışacağız ve konulmuş olan hedeflere ulaşmak için gecemizi, gündüzümüze katacağız”

“10 Kasım günlerinde, ‘Atam İzindeyiz’ demek hepimiz için çok önemlidir ama yeterli değildir” diyen Cumhurbaşkanı Erhürman, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kendilerine bir yol çizdiğini ve o yolu katetmenin çok daha fazla çalışmayı gerektirdiğini söyledi.

Erhürman, muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkacak bir kültür yaratma, milleti en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılma görevleri ve yurdu dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkarma yükümlülükleri olduğunu ifade etti.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e manevi şahsiyeti huzurunda, “Evet, çok çalışacağız ve konulmuş olan hedeflere ulaşmak için gecemizi, gündüzümüze katacağız” sözünü veren Cumhurbaşkanı Erhürman, “Büyük liderimizin anısı önünde bir kez daha sevgiyle, saygıyla, minnetle ve hasretle eğiliyorum” dedi.

-Çavuşoğlu: “Kıbrıs Türk halkı O’nun ilke ve devrimlerinden aldığı güçle yoluna devam ediyor ve edecektir”

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, tarihe yön vermiş, çağının çok ötesinde düşünen, askeri dehası, ileri görüşlülüğü ve evrensel barış anlayışıyla tüm dünyada saygı uyandıran büyük ve eşsiz bir lideri sevgi, saygı, özlem ve minnetle anmak için toplandıklarını belirterek sözlerine başladı.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün düşüncelerinin yalnızca Anadolu için değil, Kıbrıs Türk toplumunun özgürlük ve varoluş mücadelesi için de büyük bir ilham kaynağı olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, “Onun ‘Bağımsızlık benim karakterimdir’ anlayışı, Kıbrıs Türk halkının direniş ruhuna güç vermiş; çağdaş, demokratik ve özgür bir toplum olma yolculuğumuza ışık tutmuştur.” dedi.

Atatürkçü düşüncenin rehberliğiyle; bilime, akla ve çağdaş eğitim anlayışına bağlı bir toplum inşa etme kararlılığını sürdüklerini kaydeden Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

“Atatürkçü düşüncenin ışığında, bizlere düşen önemli görev ve sorumluluklar vardır. Görevimiz; Atatürk’ün gösterdiği yolda fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmektir. Görevimiz; öğrencilerimizi sorgulayan, üreten, dünyayla rekabet edebilen özgüvenli bireyler olarak geleceğe hazırlamaktır. Görevimiz; hem Türkiye Cumhuriyeti’nin hem de Kıbrıs Türk halkının ortak değerlerini yaşatmak ve güçlendirmektir. Ve bu noktada, en büyük sorumluluk, Atatürk’ün Cumhuriyeti emanet ettiği gençleri, yetiştirecek olan biz öğretmenlerindir. Siz sevgili gençler, Atatürk’ün 'Bütün ümidim gençliktedir' sözünü unutmayın. O, sizlere inanmış, sizlere güvenmiştir. Sizler, onun ilke ve devrimlerini yaşatarak bu ülkenin geleceğini inşa edecek olanlarsınız. Şairin dediği gibi; ‘Mustafa Kemal’i düşünmek, aydınlık bir geleceği düşünmektir.’

Evet, biz Atatürk’ü düşünürken aslında nasıl bir gelecek istediğimizi söylüyoruz. Kıbrıs Türk halkı O’nun ilke ve devrimlerinden aldığı güçle yoluna devam ediyor ve edecektir. Bağımsızlık tutkumuzun, özgürlük irademizin, çağdaşlaşma hedefimizin temellerinde O’nun fikirleri vardır.

Bu duygu ve düşüncelerle, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikalinin 87’nci yılında saygı, sevgi ve özlemle anıyor; vatan için canını feda eden tüm kahramanlarımızı şükranla yâd ediyorum.”

-Akay: “Kıbrıs Türkü, Atatürk ilke ve inkılapları ışığında daha müreffeh yarınlarına emin adımlarla ilerlemeye devam etmektedir”

T.C. Lefkoşa Büyükelçiliği adına Hukuk Müşaviri Gülşah Durna Akay da sözlerine, Cumhuriyetin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü ebediyete irtihalinin 87’nci yıldönümünde saygı, rahmet ve özlemle anarak başladı.

Atatürk’ün hakkında yapılan tüm konuşmalardan çok daha fazlası olduğunu vurgulayan Akay, O’nun yalnızca kurtuluş yolunda Türk milletine liderlik eden bir kumandan değil aynı zamanda devletin egemenliğini kayıtsız şartsız milletin iradesinde gören çağının en önde gelen devlet adamlarından olduğunu anlattı.

Atatürk’ün Samsun’a çıkarak yaktığı bağımsızlık ateşinin Anadolu’nun her köşesinde yankılanan bir özgürlük çağrısına dönüştüğünü kaydeden Akay, “En büyük eseri olarak bizlere emanet ettiği Cumhuriyet ile sadece yeni bir yönetim biçimini değil, tam bağımsız, özgür ve demokratik ilkelere dayalı, çağdaş bir toplum idealini hayata geçirmiş; akıl ve bilimin ışığında gerçekleştirdiği ileri görüşlü devrim ve reformlarıyla modern cumhuriyetin temellerini sağlamlaştırmıştır.” dedi.

Atatürk’ün Türk kadınlarına çağın çok ilerisinde, kendini medeni addeden milletlerde bile görülmemiş haklar tanıdığını belirten Akay, Türk kadınının sosyal ve siyasi hayatta eşit statüde yer almasının temellerini atan Atatürk’e şükranlarını sundu.

Atatürk’ün adı ve fikirlerinin Anadolu sınırlarını aştığını anlatan Akay, “Bunun en güzel kanıtı, Kıbrıs Türk halkının O’na olan bağlılığında saklıdır. Biraz önce önünde bulunduğumuz, 1963’ten bu yana şimdiki yerinde duran Atatürk Anıtı ise bu bağlılığın sessiz bir tanığıdır. İstiklal mücadelemizde ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda elinden gelen katkıyı sağlayan Kıbrıs Türkü, kendi kimliğini koruma mücadelesi içerisinde gördüğü zulme karşı direnirken, mücahidi, mücahidesi ve öğrencisiyle Atatürk Anıtı’nı o dönemdeki saldırılara karşı korumayı görev bilmiştir. Ve Kıbrıs Türkü, dün olduğu gibi bugün de Atatürk ilke ve inkılapları ışığında daha müreffeh yarınlarına emin adımlarla ilerlemeye devam etmektedir.” diye konuştu.

Kendilerine düşen görevin O’nun yol göstericiliğinde Cumhuriyeti muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma azmiyle durmak bilmeden çalışmak olduğunu vurgulayan Akay, Atatürk’ü bir kez daha yad etti, silah arkadaşlarını şükranla andı.

-Yılmaz: “Kurduğu Cumhuriyeti sonsuza dek yaşatacağız”

KTBKK adına Üstteğmen Emrem Yılmaz da, “çağın en büyük devlet adamı, kudretli bir komutan ve asker, eşsiz lider, asil Türk milletinin yüce Ata’sı, ebedi başkomutan” olarak nitelediği Gazi Mustafa Atatürk’ü özlem, saygı, minnet ve rahmetle andı.

Doğadaki tüm canlıların yaşamının bir sınırı olduğunu belirten Yılmaz, “Ancak bazı insanlar vardır ki yaşamları boyunca ürettikleri ve bıraktıkları eserlerle yaşamlarından sonra da varlıklarını sürdürürler. İşte bu insanlardan biri de ölüme meydan okuyan, öldükten sonra da yaşayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.” diye konuştu.

Atatürk’ün insanlık tarihinin tanıdığı en büyük devlet adamlarından olduğunu kaydeden Yılmaz, “Atatürk, milletin tarihi seyrini değiştirebilecek üstün meziyetleri sayesinde memleketi, askeri ve siyasi zaferlerle uçurumun kenarından kurtarmıştır.” dedi.

Atatürk’ün Türk milletinin yüksek vasıflarına olan güveninden bahseden Yılmaz, O’nun kazanılan her zaferin milletin eseri olduğunu söylediğini hatırlattı.

“1881 Atatürk’ün doğum tarihidir. 1938 ise asla ölüm tarihi olamaz. Bu tarih ancak bir fani vücudun dünyayı terk ettiği, gözlerini bu dünyaya yumduğu tarihtir. Bu iki tarih arasındaki hayatı ise sanki bir destandır. Bir efsanedir. Bir ömür ki senelerin değil, şahikaların silsilesidir.” diyen Yılmaz, Atatürk’ün fikirleri ve bıraktıkları ile daima kendileri ile birlikte olacağına inanç belirtti.

Yılmaz, “Eşsiz kahraman, büyük önder Atatürk’e olan sevgimiz, saygımız ve minnetimiz her geçen gün artarak sonsuza kadar sürecektir. Kurduğu Cumhuriyeti sonsuza dek yaşatacağız. O’nun aziz hatırası önünde bir kez daha saygıyla eğiliyoruz.” ifadelerini kullandı.