3. Lefkara Edebiyat Şölenin açılışı dün gece, Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesinde, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri’nin katıldığı törenle yapıldı.

TC Lefkoşa Büyükelçiliği himayesinde, Milli Eğitim Bakanlığı, Lefkoşa Yunus Emre Enstitüsü, Kıbrıs Türk Vakıflar İdaresi, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi, Kıbrıs Damla Derneği ve Maarif Vakfı işbirliğinde düzenlenen Edebiyat Şöleni dört gün sürecek.

Açılış etkinliği, Atatürk ve şehitler için bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. İstiklal Marşı'nın okunmasıyla devam eden etkinlikte, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve TC Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri , Yazar Sevil Emirzade ile Yazar Necip Tosun birer konuşma yaptı.

Konuşmaların ardından Kıbrıs Ezgileri Müzik Dinletisi, Yazarlık Atölyesi’nin sertifika töreni yer aldı. Etkinlikte ayrıca, “Gazze , Çizginle Mazlumun Yanında Ol” karikatür yarışmasında yer alan erseler de sergilendi.

Şölen kapsamında; yazar buluşmaları, yazarlık atölyeleri, şiir dinletileri, panel, söyleşi ve konserler düzenlenecek. Şölen için Türkiye ve KKTC’den 35 yazar ve akademisyen ile sanatçıların katılacağı 40 etkinlik planlandı.

-Tatar

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, açılış konuşmasının Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesinde yaptığı ilk konuşma olduğuna işaret ederek, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Türkiye hükümeti yetkililerine, Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi için teşekkür etti.

Gazi Yüksel’in retrospektif sergisi bugün saat 15.00’te YDÜ iletişim Fakültesi’nde açılacak
Gazi Yüksel’in retrospektif sergisi bugün saat 15.00’te YDÜ iletişim Fakültesi’nde açılacak
İçeriği Görüntüle

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türkü’nün 1571’den bu yana dinini, gelenek, adet ve göreneklerini koruyarak varlık mücadelesi verdiğini vurguladı.

“Türklüğümüzü, inancımızı ve imanımızı hiç kaybetmeden mücadele verdik" diyen Cumhurbaşkanı Tatar, baskıcı İngiliz sömürge döneminde Kıbrıs Türkünün dini ve imanını korumayı, tüm zenginliklerine sahip çıkmayı başarabildiğini belirtti.

Türk Devletleri Teşkilatı'nda "Dil birliği, alfabe birliği” gibi konuların görüşüldüğüne de işaret eden Tatar, Kıbrıs Türk edebiyatını, şiirlerini, kültürünü muhafaza ederek zenginleştirmenin KKTC’nin tanınırlığını arttırmak açısından önemli olduğunu söyledi.

KKTC’deki üniversitelerde edebiyat alanında pek çok araştırmalar yürütüldüğünü, bu alanda Oğuz Karakartal’ın önemli isimlerden olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Çağın Zort’un İsmail Bozkurt’un romanlarının coğrafi çalışmasını yaptığını, bunun önemli bir ayrıntı ve değer olduğunu belirtti.

Kıbrıslı Türklerden Süleyman Uluçam, Özker Yaşin gibi önemi şair ve yazarlar çıktığına işaret eden Tatar, Kıbrıs Türk halkının kendi kültür ve değerlerini zenginleştiren bir halk olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Kıbrıs Türkü kendi kültürüyle var olmayı başardı ancak büyük coğrafyaya baktığımızda büyük Türk milletinin ayrılmaz, kopmaz bir parçasıdır” dedi.

-Başçeri

TC Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri de konuşmasında, “Dilini koruyan milletler geçmişlerini de koruyorlar aynı zamanda. Geçmişin tecrübesini gelecek nesillere aktarabilmek ancak dilini korumakla mümkün. Dili koruyabilmenin en önemli aracı da edebiyat ve sanattır” dedi.

Başçeri, bir toplum kendi dilinde roman öykü üretebiliyorsa, o toplumun dipdiri ayakta durabileceğini söyledi.

Bu nedenlerle edebiyatın yaşatılmasının çok önemli olduğunu, Lefkara Edebiyat Şöleni'nin bu amaçla düzenlenen bir program olduğunu belirten Başçeri, Türkiye ve KKTC’de değerli yazarların bilgi, birikim ve tecrübelerini genç nesillere aktarması, gençlerin Türkçeyi yaşatması ve eser üretmelerine yardımcı olmalarının bu dört günlük programın en önemli amaçlarından olduğuna dikkat çekti.

“KKTC edebiyat geleneği olan bir coğrafyadır” diyen Başçeri, yazar İsmail Bozkurt’un 5 kalın cilt şeklinde edebiyat ansiklopedisi hazırladığını, gençlerde kültür farkındalığını arttırmak için Lefkara Dergisinin çıkarıldığını, daha sonrasında da Edebiyat Şöleni’nin düzenlenmeye başladığını anlattı.

Derginin çıkarılması ve şölenin düzenlenmesinde katkısı olan herkese teşekkür eden Başçeri, “Okudukça yolumuz aydınlanacak ve doğruyu bulacağız. Okuyalım ve okutalım” dedi.

-Emirzade

Yazar Sevil Emirzade ise Edebiyat Şölenin üçüncüsünün önemine değinerek, Kıbrıs Türk edebiyat tarihinde “Bu kadar çok yönlü” bir şölen yapılmadığını söyledi.

Edebiyat sanatında belgesel oyun yazarlığının en zor dal olduğunu belirten Emirzade, belgesel oyun yazarlığının ciddi bir araştırma gerektirdiğini, zor bir süreç olmasından ötürü belgesel ve tiyatro oyunlarının seyrek yazıldığını söyledi.

Türkiye ve Kıbrıs’ta tiyatro hareketinin çok geç başladığını kaydeden Emirzade, bu nedenle siyasal ve sosyal yaşanmışlıkların tiyatro oyunuyla belgeselleştirilemediğini anlattı.

Emirzade, “(Belgesel Tiyatro oyunları) Örneğin 200 yıl kadar önce, 1821’de Kıbrıslı Türkler için hazırlanmış, İlk katliam planına karşı başlayan milli mücadeleyi yansıtacaktı." dedi.

Kültürel ve sanatsal diplomasinin siyasi adımlara büyük saygınlık kattığını belirten Emirzade, yaptığı araştırmalara işaret ederek “Geçmişimize ait yazılı belge çok az, özellikle İngilizlerin baskıcı yönetiminde yazarlarımız büyük bir suskunluk içerisine girmişler.” şeklinde konuştu.

Yazarların suskunluğuna yaşanan travmaların de etkili olduğunu ifade eden Emirzade, 1925-1935 arasında binlerce Kıbrıslı Türkün Türkiye’ye göç etmesinin de bunun sonuçlarından biri olduğunu anlattı.

Emirzade, Lozan Antlaşmasıyla adada İngiliz yönetiminin başlamasıyla ilgili hiçbir şeyin, herhangi bir tiyatro oyununa yansımadığını belirtti.

-Tosun

Yazar Necip Tosun ise, edebiyatın gelecek nesillerinin teminatı olduğunu söyledi.

Edebiyatın bir milletin ufku olduğunu belirten Tosun, Shakespare oyunu okunduğunda batı zihniyetinin, Mevlana okunduğunda doğu İslam geleneğinin birikiminin öğrenildiğini, Dedekorkut okunduğunda Türkün hikayesinin öğrenildiğini belirtti.

Dilin edebiyatçılar üzerinden geliştiğini belirten Yazar Tosun, “Bizim dilimizde Yunus Emre geçmiştir. Biz büyük oranla dilimizi Yunus Emre’ye borçluyuz, Ali Şîr Nevâî ‘ye borçluyuz, Âşık Paşa’ya borçluyuz” dedi.