Dünya çalkalanıyor. Nepal’de gençler ayakta, Avrupa göç krizinde darmadağın, Gazze’de soykırım tartışmaları her ülkeyi kendi içinde bölüyor. Fransa’da hükümetler düşüyor, Japonya’da dengeler sarsılıyor. Peki KKTC’de? Bizim siyaset sahnesinde tek gündem seçim. Ne küresel krizlere dair bir yorum var, ne de öngörü. Ülkenin siyaseti öylesine içe kapanık ki...
Dünya çalkalanıyor. Nepal’de gençler ayakta, Avrupa göç krizinde darmadağın, Gazze’de soykırım tartışmaları her ülkeyi kendi içinde bölüyor. Fransa’da hükümetler düşüyor, Japonya’da dengeler sarsılıyor.
Peki KKTC’de? Bizim siyaset sahnesinde tek gündem seçim. Ne küresel krizlere dair bir yorum var, ne de öngörü. Ülkenin siyaseti öylesine içe kapanık ki...
Siyasetçi değil, “siyaset esnafı” demek daha doğru. Çünkü dükkan mantığıyla iş görüyorlar, seçim döneminde vitrin süsleniyor, vaatler raflara diziliyor, sonrasında günü kurtarma hesabı.
Ama dünya değişiyor, kabuk kırılıyor. KKTC siyasetinde dış dünyaya bakmamak bir tercih değil, bir alışkanlık haline gelmiş durumda. Tam da bu yüzden, buradaki siyaset asla gelecek vaat etmiyor, sadece günü tüketiyor.
Üstelik bu sessizlik sadece hükümetle sınırlı değil. On bakan, elli milletvekili, ne iktidar ne de muhalefet tanınmamışlığın getirdiği kopukluktan nemalanarak vizyonsuzluğu meşrulaştırıyor.
Onlar için en kolayı, dünyaya gözünü kapatıp “gonnora yemeye” devam etmek.
Siyasetin dünyaya kapalı dükkanı; KKTC
Dünya çalkalanıyor. Nepal’de gençler ayakta, Avrupa göç krizinde darmadağın, Gazze’de soykırım tartışmaları her ülkeyi kendi içinde bölüyor. Fransa’da hükümetler düşüyor, Japonya’da dengeler sarsılıyor. Peki KKTC’de? Bizim siyaset sahnesinde tek gündem seçim. Ne küresel krizlere dair bir yorum var, ne de öngörü. Ülkenin siyaseti öylesine içe kapanık ki...
Bunlar da ilginizi çekebilir