Övgü Pınar / Roma
Roma’nın tarihi mahallelerinden Borgo Pio’da, Vatikan duvarlarının hemen yan sokağında yaklaşık bir asırdır ekmek, dilim pizza, bakkaliye ürünleri satan Arrigoni Fırını, civardaki diğer birçok işletme gibi kitlesel turizme yenildi. Onlarca yıldır papalara ekmek veren fırın, bu ay kepenk indirdi. Babası Erminio’nun 1930’da açtığı fırında küçüklüğünden beri çalışan Angelo Arrigoni bugün 79 yaşında. Yıllardır Vatikan dolaylarına yolum düştüğünde, çıtır çıtır ekmeğini ya da bir dilim pizzasını yemek için hemen her uğradığımda Arrigoni’yi tezgah ya da kasa başında buluyordum. Sohbeti sevmesi ve güler yüzüyle hatırladığım Arrigoni’yi, kapanma haberini sormak için gittiğimde de biraz yılgın da olsa yine benzer halde buluyorum. Arrigoni dükkanını kendi deyimiyle “Çinlilere’’ satmış. ‘Devir sonrası mekan fırın olarak mı kalacak yoksa başka bir amaçla mı kullanılacak’ diye soruyorum. Muhtemelen maliyeti düşük ama hızlı gelir getiren, turistik ıvır zıvır satan bir dükkan olacağını söylüyor.
“Kapamak istemedim ya da benzer bir iş yapacak bir İtalyan’a satmak istedim ama yaşım ilerledi artık, yetkililerden de destek göremedim” diye ekleme ihtiyacı hissediyor savunmaya geçer gibi. Arrigoni Fırını’nın hikayesi aşk, dini inanç, aile bağları gibi yaygın İtalya temsillerinden alışık olduğumuz unsurlarla süslü bir başlangıca ve gittikçe daha da alışmak zorunda kalacağız gibi görünen bir sona sahip. Angelo Arrigoni’nin babası Milano’da fırıncılık yaparken aşık olduğu kadının peşinden Roma’ya gelmiş. Dini inançları güçlü bir akrabası, Vatikan’a yakın bir yerden ev ve dükkan alması kaydıyla kendisine borç para vermiş. Böylece bu koyu Katolik akraba son yıllarını bu evde, ‘papaya yakın’ geçirmiş. Baba Arrigoni de mesleğini Roma’da, sevdiği kadının yanında yapmayı sürdürebilmiş.
Her papanın tercihi farklı
O dönem Vatikan’ın içinde de bir fırın olmasına rağmen Arrigoni, kardinallerin, hatta papaların tercihi olmayı başarmış.Angelo Arrigoni’nin İtalyan La Repubblica gazetesine anlattığına göre, fırının ekmek verdiği ilk papa 1922-1939 arasında bu görevde kalan 11. Pio’ymuş. Zehirlenmekten korkan 11. Pio, güvendiği birini kilitli bir sandık ile Arrigonilere yollarmış. Sandığın iki anahtarından biri Arrigoni’de, diğeri Papalık Sarayı’ndaymış. Arrigoni sandığı açar, papanın ekmeğini yerleştirdikten sonra tekrar kilitlermiş.
Alman Papa 16. Benedictus mayasız, siyah tam buğday ekmeği tercih ediyormuş. Geçen yıl sonunda hayatını kaybeden eski papanın ölüm döşeğinde olduğunu ilk anlayanlardan biri de Angelo Arrigoni olmuş. La Repubblica’ya bunu şöyle anlatıyor: “Birkaç gündür ekmek yemiyordu... Artık ekmek yiyemiyorsan sona yaklaştın demektir.’’ 16. Benedictus’un selefi Papa 2. Jean Paul ise “işçilerin yediği ekmekten’’ istiyormuş. Arrigoni Roma’da işçilerin sandviç için iki tip ekmek kullandığını bilse de papanın hangisini kastettiğinden emin olmadığı için 27 yıl boyunca her gün 5’er tane ‘rosetta’ ve ‘ciriola’ ekmeği göndermiş.
Arjantinli Papa Francesco 2013’te seçildiğinde Arrigoni kendisine bir not yollatıp dilerse Arjantin ekmeği hazırlayabileceğini söylemiş. Papa ise ekmek ayırmadığı cevabını vermiş ve Arrigoni’den elinden kalanları kendisine yollamasını rica etmiş. Kendisi için özel ekmek yapılmasını istememiş. Temmuzda fırınını kapamasına birkaç hafta kala ziyaret ettiğim Arrigoni, mahalleye karakterini veren mekanların bir bir yok olmasından, tarihin silinmesinden yakınıyor. Nezaketle çok işi olduğunu, vakti olmadığını söylese de derdini anlatmadan da edemiyor: “Dükkanımı korumak için çok direndim, satmak istemedim. Ama artık hem yaşım ve sağlık durumum yüzünden, hem de yalnız bırakıldığım için başka çarem kalmadı.”
Geliştirmesine izin çıkmamış
Kimler tarafından yalnız bırakıldığını hissettiği, beklediği destek konusunda detaya girmiyor ama masada servis ve açık alan kullanımı gibi lisanslarla ilgili başvurularına olumlu yanıt alamadığını öğreniyorum. Enerji fiyatlarındaki artış da fırının maliyetlerini çok yükseltmiş. Kendisi de özellikle Roma Belediyesi’ne kızgınlığını gizlemiyor. Kitlesel turizm çağında karar alıcıların desteği olmadan küçük işletmeler ve zanaatkarların varlıklarını sürdürmesinin gittikçe güçleşmesinden şikayet ediyor. Fırının kapanma haberi İtalya’nın yanı sıra, Fransız haber ajansı AFP’den İspanyol El Pais gazetesine kadar uluslararası basında da “Papaların fırını kapanıyor’’, “Roma tarihinin bir parçası yok oluyor’’ gibi haberlere konu oldu. Sosyal medyada da fırının kapanma haberi “Roma, nostaljiden sarhoş ama hafızasını koruyamayan bir şehir’’, “Borgo Pio, Disneyland’a dönüştü’’ gibi tepkilerle karşılandı. La Repubblica’ya konuşan Arrigoni ise yaşananın “Bir dönüşüm değil can çekişme” olduğunu söyledi.
Kitlesel turizm ve buna bağlı olarak apartmanların turistlere günlük kiralanan konaklama tesislerine dönüşmesi ve kiraların artması, enerji fiyatlarının yükselmesi gibi etkenler hem mahalle sakinlerinin hem de zanaatkarların burada barınmasını imkansızlaştırıyor gibi görünüyor. Roma da dahil birçok tarihi kent merkezinin yerel sakinler için gittikçe yaşanmaz hale gelmesine yol açan kitlesel turizme karşı alınabilecek önlemler yıllardır tartışılıyor. İtalya Turizm Bakanlığı çözüm için bir yasa tasarısı hazırladı. Ancak tasarıdaki, konutların en az 2 günlüğüne kiralanabilmesi ve 5 bin euro’ya kadar para cezası gibi önlemler etkisiz bulunuyor. Hükümetin tasarısını yetersiz bulan yerel yönetimlerden Floransa Belediyesi, tarihi kent merkezindeki konutların kısa süreli kiralanmasına sınırlama getirmeyi amaçlayan bir kararı onaylama aşamasında. Floransa, kent sakini başına Airbnb’de kayıtlı en fazla konutun olduğu şehir. Floransa formülünün başarılı olması halinde Roma ve diğer kentler için de değerlendirilebileceği belirtiliyor.
Anti-faşizmin yazılı olmayan tarihçesiydi
Arrigoni ailesi fırının son kez kepenk indirdiğini şu mesajla duyurdu: “Erminio’nun açtığı tarihi fırının kapıları yaklaşık 100 yıl sonra, 10 Ağustos 2023’te Angelo tarafından kapatılıyor... Birbirini takip eden nesiller, gelip geçen papalar, aile üyelerimizin ve müşterilerimizin hayat hikayeleri, II. Dünya Savaşı ve gücün kötüye kullanılmasını asla kabul etmeyen, her zaman en zayıfı savunan Erminio’nun anti-faşizmi de dahil tarihi anlar... 1930’dan bugüne kepenkler her zaman sabah 6’dan (hatta Erminio’nun zamanında belki daha da erken) akşam 20’ye kadar açık kalmıştı. Müşteriler her zaman onları dinlemeye ve onlarla laflamaya hazır nazik bir insan bulmuşlardı.’’